Seni hiç avuç içlerinden sevmemişler.
Bütün huysuzluğunun sebebi bu yüzden.
Yüzünü yedi ayrı güne bölüp sevmek isterdim.
İzin verseydin eğer, afili sevecektim.
Fakat, seni de anlıyorum.
Ben sana, seni seviyorum dedikçe, etine kıymıklar batacak,
İç sesin, O’da severdi diyecek.
Sonra gerisin geri bana, belirsiz ve kimliksiz aşklar satacaksın,
Hiçbiri üzerime olmayacak.
Gülümseyecek ve ben bu aşkı senin için dikmedim ki diyeceksin.
Bir sokağın başından dönerken, bir koku, burnunun direklerini sızlatacak.
Durup durup çekeceksin içine…
Sonra yüzüme dönecek ve kokusunu bile unutmuşum… diyeceksin.
Bu söylediğine önce kızacak, sonra hak verecek ve yeniden arafına döneceksin.
Her merhaba-yı geri çevirecek, her teması bir ihanet olarak göreceksin.
Ama yapacaksın.
Çünkü ihtiyacın var.
Böyle söyleyeceksin kendine, benim bunu yapmaya hakkım var.
Bir süre daha anılarında yaşayacaksın.
Sonrası…
Sonrası iyilik, güzellik.
Bozgun, Yenilgi ve Kabullenme Üzerine

1 Dk. Okuma